NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
حَمَّادٌ
أَخْبَرَنَا
قَتَادَةُ عَنْ
عِكْرِمَةَ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ
قَالَ نَهَى رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
عَنْ
الشُّرْبِ
مِنْ فِي
السِّقَاءِ
وَعَنْ
رُكُوبِ
الْجَلَّالَةِ
وَالْمُجَثَّمَةِ
قَالَ أَبُو
دَاوُد
الْجَلَّالَةُ
الَّتِي
تَأْكُلُ
الْعَذْرَةَ
İbn Abbas (r.a)'dan
rivayet olunmuştur; dedi ki:
Rasûlullah (s.a.v.),
(içi görünmeyen bir su) kabın(ın) ağzından su içmeyi, bir de pislik yiyen
hayvana binmeyi ve (nişan alınarak vurulması için) bir yere bağlanan hayvanı (n
etini yemeyi) yasaklamıştır.
Ebû Dâvûd dedi ki:
"Cellâle" dışkı yiyen hayvandır.
İzah:
Buhari, eşribe;
Tirmizî, eşribe, sayd; Nesâî, dahâyâ; İbn Mâce, eşribe; Dârimî, eşribe ; Ahmed
b. Hanbel, I, 226, 241, 293, 321, 339, II, 230, 247, 327, 353. 377.
Cellâle: Dışkı yiyen
hayvandır.
el-Mücesseme: Nişan
alarak vurmak maksadıyla bir yere bağlanıp hedef yapılan eti yenir ehli
hayvandır.
İbnü'l-Esîr'in
en-Nihâye isimli meşhur eserindeki açıklamasına göre; "Cellâlenin yediği
pisliğin kokusu eğer etine sinmemişse onun etini yemekte bir sakınca yoktur.
Fakat yediği pisliklerin kokusu hayvanın etine sinmişse o zaman onun etini
yemek helâl olmaz.
Pislik yiyen ve yediği
pisliklerin kokusu etine sinmiş olan hayvanlara binmek de caiz değildir. Çünkü
hayvan ağzıyla, üzerine binen kişiyi yalamak suretiyle pisleyeceği gibi, teri
ile o kişinin hayvana temas eden kısımlarını pislemiş olur."
Bu mevzuda merhum Ö.
Nasuhi Bilmen şöyle diyor:
"Temiz olmayan
şeyleri yemiş olan tavuk, koyun, sığır, deve gibi hayvanların etleri bir
müddet hapis edilmeksizin hemen kesildikleri takdirde mekruhtur. Çünkü bu halde
etleri fena bir kokudan hali olmaz. Hapis müddeti tavuklar İçin üç, koyunlar
için dört, sığırlar ile develer için de on gündür. Böyle pislikle taayyüş eden
bir hayvana "cellâle" denir.
Bu hayvanlar, temiz
olmayan şeylerden etleri kokmayacak miktar yemiş oldukları takdirde hapisleri
lâzım gelmez, etleri kerahetsiz olarak yeyilebilir."[Ö.N. Bilmen, Büyük
İslâm İlmihali, 417.]
Hattâbî'nin
açıklamasına göre, metinde geçen "mücessem” kelimesiyle kastedilen;
kişinin hâkimiyeti altında olup da istediği zaman istediği şekilde
boğazlayabildiği halde bir yere bağlayıp nişan hedefi yaparak avlamak suretiyle
boğazladığı hayvandır.
Mevzumuzu teşkil eden
hadis-i şerifte, boğazlanması mümkün olan bir hayvanı bu şekilde öldürüp etini
yemenin Hz. Nebi tarafından yasaklandığı da haber verilmektedir. Bu bakımdan
normal olarak boğazlanması mümkün olan bir hayvanı avlayarak öldürüp etini
yemek helâl değildir. Merhum Ö. Nasuhi Bilmen, bu mevzuda şöyle diyor:
"Ünsiyet peyda etmiş olan av hayvanlarını da boğazlamak lâzımdır. Evde
beslenen geyik gibi."
Tabanı görülmeyen bir
kaptaki suyu kabın ağzından yudumlayarak içmenin yasaklığı, kabın içerisinde
zararlı maddelerin ve haşeratın bulunması tehlikesinden doğmaktadır.
Binaenaleyh içerisindeki suyu veya başka bir içeceği göstermeyen kabın
ağzından içerisindeki sıvıyı içmek için onu bir bardağa döküp bardaktan
içmelidir. Bu şekilde hareket etmek müstehaptır.